Öne Çıkan Yayın

Theory of Quantum

Quantum theory is the theoretical basis of modern physics that explains the nature and behavior of matter and energy on the atomic and s...

28 Şub 2017

Kişisel Kazanım - Gezi

FERNWEH.
     Kendisi Almanca bir sözcük olup kelime anlamı daha önce bulunmadığın, uzak yerleri özlemek. Bu kelimeyle geç tanıştım, sizle de tanıştırmak istedim. Tek bir sözcük, yüzlerce his.
     Üzerinde yaşadığınız dünyayı  merak ettiğiniz oluyor mu? Yedi kıta, beş okyanus, onlarca ülke, yüzlerce şehir, milyonlarca insan.
     Ben meraktan ölüyorum. Ah bu merak duygusu yok mu? Her şey o merakla başladı. Dünyayı çok merak ediyordum. Gitmek istiyordum. Daha önce gitmediğim şehirlerin sokaklarında özgürce dolaşmak, kaybolmak, yeni kültürler öğrenmek, farklı milletlerden arkadaşlar edinmek, adını bilmediğim şeyleri yiyip içmek ve daha bir sürü şey. Başlarda her şey zor gibi göründü. Yapılması gerekenler belliydi: pasaport çıkart – aileyi ikna et – para biriktir – yola çık. İşe en sevdiğim kısımla başladım: HAYAL ETMEK. Evet, bu en sevdiğim kısım. Çünkü eğer hayal edebiliyorsanız, gerçekleştirebilirseniz de. Size kendi hayallerimi gerçekleştirme hikâyemden bahsetmek istiyorum.
     Gitmek istediğim pek çok ülke vardı. Yaşamak istediğim türlü türlü macera. Tabii ki her şeye pembe gözlükle de bakmıyordum. Yaşayacağım aksilikler, kötü sürprizler elbette olacaktı. Ama o kısım bile bana eğlenceli geliyordu, hayal ederken gülümsüyordum. Aileme ‘’ ben yurt dışına çıkmak istiyorum, part- time işe girip paramı biriktireceğim, size yük olmayacağım’’ dedim. Tamam dediler. Yaklaşık 10 ay boyunca garsonluk yaptım. Paramı biriktirdim.
     Aslında amacım ‘’interrail’’ yapmak idi. Interrail nedir, kısaca bahsedeyim. Çünkü birazdan interrail hakkında bolca konuşacağım. Interrail, Avrupa kıtasında yer alan 30 ülkede geçerli olan ve süre çeşitliliği gösteren ekonomik bir tren bileti. İstediğiniz tren biletini aldıktan sonra istediğiniz ülkeye gidip, istediğiniz ülkede inip, başka bir ülkeye gidebiliyorsunuz. Bu süreçte nereye gideceğiniz, nerede ineceğiniz, nerede kalacağınız, ne yiyeceğiniz vs. size kalmış. Interrail sadece bir tren bileti. Yeme- içme ve barınma kısımlarını sizin ayarlamanız gerekiyor. Rotanızı belirledikten sonra ucuz hostellerden erken rezervasyon yapabilir veya couchsurfing olayından yararlanabilirsiniz.
     Benim hikayeme dönecek olursak, paramı biriktirdikten sonra gidecek kimseyi bulamadım. Kız olduğum için ailem tek başına gitme, bir arkadaş bul dedi. Bulamadığım için yavaş yavaş paramı harcamaya başladım. Interrail umutlarım tükenmişti. Daha sonra yurt dışı turlarına bakmaya başladım. En azından ailemin izin vereceği bir yoldu bu. Aylarca sürdürdüğüm yurt dışına gitme fikrimle başlarının etiğini yediğim yakın arkadaşlarımdan Buket de tur fikrine sıcak baktı ve biz Benelüks –Paris turuna gittik. Bir haftalık olan bu tur sırasıyla Lüksemburg, Paris, Brüksel, Brugge, Amsterdam şehirlerini kapsıyordu. Yurt dışına gidince – turla da olsa- heyecandan delirdim. Mümkün olduğunca ekstra turlardan kaçınıp şehirlerde özgürce gezmeye çalıştım. Elimde harita Paris metrolarında koşturdum. Disneyland’e gittim ve ‘’ölmeden önce yapılması gerekenler’’ listemde olan rollercoaster’a bindim. Harikaydı! Brugge şehrine aşık oldum, kanallarında dolaştım, şehirde meşhur olan soslu midyelerden yedim. Masal gibi bir şehir olduğunu söylemeliyim.  En çok gitmek istediğim şehir Amsterdam’dı. The Fault In Our Stars filminden çok etkilenmiştim ve o filmden sonra Amsterdam aklımdan hiç çıkmadı. Ne şanslıydım ki doğum günümü Amsterdam’da geçirdim. Hatta hayatımda gittiğim ilk starbucks Amsterdam’dakiydi (evet doğru okudunuz).
      Velhasıl ben gittiğim şehirlere doyamadım, dönmek istemedim, döndüğümde ise bir haftalık bir turun bana göre olmadığını ve interrail yapmam gerektiğini bir kere daha anladım! Turlarda paranızı veriyorsunuz, uçak biletlerinizi, otellerinizi, şehir içi ulaşımınızı onlar ayarlıyor. Tam aileye güven veren bir şey. Evet güvenli, ama maceracı ruha ters. Ben istediğim şehirde istediğim kadar kalmak, elimde harita bir yere ulaşmaya çalışmak, kaybolmak, bir sokakta saatlerce oturmak ve herhangi bir yere bağlı kalmadan doyasıya özgürlüğü hissetmek isteyenlerdenim.
     Döndükten sonra tecrübelenmiş ve daha da cesaretlenmiştim. En yakın arkadaşlarımdan Elif de yurt dışına çıkmayı çok istiyordu ve onunla interrail planı yapmaya başladık. Facebooktaki Interrail Türkiye grubuna üye olduğumuz için bizim gibi pek çok insanın interrail yaptığını biliyorduk. Oradaki insanların tecrübelerini okumak, sorular sormak ve bilgilenmek – bilgilendirmek açısından çok ideal bir grup. Rotamızı belirlerken benim gittiğim şehirleri çıkarttık ve defalarca şehir değiştirerek yaşadığımızı tatlı karasızlıklardan sonra Barselona – Nice –Milano –Prag –Viyana- Budapeşte şehirlerinde karar kıldık.  15 gün içinde 5 gün kullanımı olan flexi bileti satın aldık ve yola çıktık. Gitmeden hostel rezervasyonlarımızı yapmıştım. Uçağa bindiğimizde hala inanamıyorduk. Aylarca hayaller kurduğumuz, instagram sayfalarında birbirimizi etiketlediğimiz, burada bunu giyeriz, şunu yeriz, onu içeriz gibi sohbetlerden sonra hayalleri gerçekleştirme zamanıydı!
     Bu 15 günlük interrail maceramızda neler yaşadık neler… gülerek hatırlayacağımız bir sürü mutlu anı biriktirdik. Sabahtan akşama kadar yürüdük, yorgunluktan geberdik, Viyana ve Budapeşte’de metrolara kaçak bindik, tren garlarına koşa koşa yetiştik, interrail yapan bir sürü kişiyle karşılaştık, arkadaşlar edindik, Mcdonaldsta kahvaltı yaptık (üzülerek söylüyorum),uykusuz kaldık, Nice saldırısından dolayı panikle rezervasyonumuzu iptal edip 4 tane tren değiştirerek Milano’ya varmak için bir gün boyunca yolculuk yapmak zorunda kaldık, İngilizce konuşmayan Fransızlardan bir kez daha nefret ettik, Viyana’da gecenin bir yarısı çok susayınca gittiğimiz dükkandan su diye soda alıp içerken sövdük, Budapeşte’de hayatımızda ilk kez yılan sevdik! Birbirimize hep destek olduk ve bir kez bile tartışmadık. İyi ki onunla yola çıkmışım dedim.
     Döndüğümüzde birbirimize sorduğumuz ilk şey, bir dahakine nereye gidiyoruz? Sorusuydu. Bu işe bulaşmıştık artık. Instagram’da birbirimizi etiketlediğimiz fotoğraflardaki  o ülkelere gitmiştik, sevinçten çığlık çığlığa birbirimize sarılmıştık, beraber kurduğumuz hayalleri, beraber gerçekleştirmiştik. Ve bu sadece başlangıç olacaktı.
     Seyahatlerim sırasında yaşadığım şeyleri az biraz anlattım ama seyahat etmenin, ülkeleri keşfetmenin, gecenin bir vakti  yatağımda oturmuş müzik dinlerken hayalini kurduğum şeyleri gerçekleştirmiş olmanın verdiği hisleri anlatmam mümkün değil.
     Yatağınıza uzanın, gözlerinizi kapatın, kendinizi düşünün. Ne yapmak istiyorum sorusunu sorun kendinize. Eğer bu sorunun cevabını biliyorsanız, ne yapmanız gerektiğini de biliyorsunuz.
     Ne yalan söyleyeyim hayat benim için sabah erken kalkıp işe gitmek, akşam eve yorgun ve mutsuz gelmek olsun istemiyorum. Ev ya da araba kredisine girmek istemiyorum. Dünyayı gezerken Honduras’ın Utila Adası’na yerleşen Reiner’in de söylediği gibi; daha fazla şey satın almak için hayatımı berbat etmek istemiyorum. Benim için hayat hep aynı kapıya çıkıyor: Dünya’ya.
     Norveç’in kuzey ışıkları, Tayland’ın tropikal adaları, Mısır’ın piramitleri, Amazon’un Yağmur Ormanları, Endonezya’nın maymunları, Ekvador’daki ekvator çizgisi, Küba’nın renkli arabaları, Arjantin’in dans dolu sokakları, İtalya’nın tarihi kokusu ve daha fazlası… Ben bunlar için yaşıyorum.  
     Elif’le şimdiki hayalimiz Kuzey Işıkları’nı görmeye gitmek. Bir kumbara aldım ve seneye kadar öyle böyle birikir diye umuyorum. Parayı hiçbir zaman bahane edenlerden olmadım. Siz de olmayın. Param yok diye sızlanmayın. Çalışın, biriktirin, gidin. Sözlerimi belki de hayatınızı değiştirmesini umduğum bir soruyla bitireceğim.

 BUGÜN HAYALLERİN İÇİN NE YAPTIN? 

                                                                                        Yazar: İlay Kara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder